Bir Yusuf Masalı VI. Bap – İsmet Özel

William Blake – Jacob’s Ladder Altıncı Bap İns ü Cin CinlerinHüsnü Yusuf’u kaçırmalarıElbet el altından bir desiseydiBir insanıYusuf’u yabancısı olduğu bir ufka taşıdılar.Yine de cinlerin insan ufkunuİnsanlık ortamını yıkmaya yanaştıkları söylenemez.Fakat ne yaptı buna mukabil insanlar?Cinlere sezdirmeden kimi bölgelerini onlarınÇaldılar önceŞimdi de denemek istiyorlarCinlerin cinliğini ihlâl etmeyi. Yusuf’un babası, erki hep göze batan bey“Bak oğlum”…

Read More

Bir Yusuf Masalı V. Bap – İsmet Özel

William Blake – Jacob’s Ladder Beşinci Bap Dönüş Bütün sevişenlerin zor dakikaları vardır Hepsinin o zamanlarda benzeşir davranışları Hüsnü Yusuf Aldı Şivekârını karşısına Ellerini tuttu Ayırmadan gözlerinden gözlerini Önce derin bir iç geçirdi Konuşmaya başladı sonra: “İkimiz o bir kalarak en özel yeri” “Yaratılmışlar arasında” “Ne kadar hakkıyla kazanmış olursak olalım” “Ve şimdi çok kimsenin…

Read More

Bir Yusuf Masalı IV. Bap – İsmet Özel

William Blake – Jacob’s Ladder Dördüncü Bap Bir Yusuf, Bir Şivekar Şivekâr buldu Kendi arayışında bir karşılık bulunduğunu. Ya Yusuf? Peki, Hüsnü Yusuf bulunmak istiyor muydu? Harikulade bir bahçede Cinlerin arasında geçmişti günleri Öğrenmişti cinlerden yüzlerce hüner İnsanlar arasında kalsaydı eğer Hükmetmek ve itaat etmekten başka bir alanda Yusuf’a rahat vermezdi onlar. Gülünç özlemleri insanların…

Read More

Bir Yusuf Masalı III. Bap – İsmet Özel

William Blake – Jacob’s Ladder Üçüncü Bap Şivekar’ın Yolculuğudur Eskiler iz sürerdi. Biz muttasıl arıyoruz yeni insanlar. Arıyoruz âlemin iç yüzünden zihnimize Yansıyan bir tasarımla gerçeği. Şivekâr bizden biri Yola çıktı yolu bilmeden Arıyor bir hedef gözüne kestirmeden Aradığı ne sevgili, ne efendi, ne sultan Özünü harekete geçiren onun Kanını kaynatan candır düpedüz kendi canı….

Read More

Bir Yusuf Masalı II. Bap – İsmet Özel

William Blake – Jacob’s Ladder İkinci Bap Yusuf’un Kaçırılışıdır Tohumu Anasının rahmine Bir ilkbahar sabahı düşmüş. Baharmış. Dışarda rüzgâr. Dışarda dallarda, bulutlarda Toprakta delimsirek çırpınışlar. Bir yanda hışır hışır emeniyor börtü böcek İrili ufaklı bütün kuşlar Suskun buldukları korunakta Öte yanda tabiat Bir kadınla bir erkeğin yatakta Terli telaşıyla yarışa yelteniyor. Ah, bu hep zaten…

Read More

Bir Yusuf Masalı I. Bap – İsmet Özel

William Blake – Jacob’s Ladder Birinci Bap Şivekar’ın Çıktığıdır Ey sökülmüş cep! ey ıslak yorgan! Ey bulduğu her bahaneyle çıngar çıkaran! Yardım et! Yardım et! Bana ilah mahvedecek bir uzuv lazım. Gel çabuk Beni üzüntünün koynunda beklet Orada tohum serpecek kadar Bana zaman tanı. Ve konuş Varsa eğer yazgımızın beş duyusu Yazgı dediğimiz şeyin deveran…

Read More

Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın Mektupları – Nazım Hikmet Ran

Van Gogh – The Prison Courtyard  1. Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtı-katıa verilmez),             ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek                                                    bana yasak… Burası benden başka kaç insanın evidir? Bilmiyorum. Ben…

Read More

Sevi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

Le Bonheur de Vivre – The Joy of Life Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili Ben senin en çok ellerini sevdim Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle…

Read More

Mahur Beste – Attila İlhan

Yayoi Kusama – Infinity Mirrored Room şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı hoyrattı gülüşleri…

Read More

Cinayet Saati – Attila İlhan

Francisco Goya – The Third of May 1808 haliç’te bir vapuru vurdular dört kişi demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu dört bıçak çekip vurdular dört kişi yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu deli cafer ismail tayfur ve şaşı maktulün onbeş yıllık arkadaşı üçü kamarot öteki aşçıbaşı dört bıçak çekip vurdular dört kişi cinayeti kör bir kayıkçı gördü…

Read More
Back To Top