Aşk İçin Prelüdler – Behçet Aysan

Edouard Manet – Champs-Elysées İstasyon önünde bir top ağaç ağacın gölgesinde ben ve uzanıp giden sapsarı bir tül bozkır ve bir türkü “daha senden gayrı aşık mı yoktur nedir bu telaşın vay deli gönül” ve bir tren ne bir düdük çalar ne el eder kar yüklü yağmur yüklü                   kalbim gibi                   keder yüklü bir…

Read More

Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Birşey Var – Ataol Behramoğlu

Pierre-Auguste Renoir – Bal du moulin de la Galette Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:    Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi    Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten    Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği    İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne    Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa    Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır    Kopmaz kökler salmaktır…

Read More

Gidersen Yıkılır Bu Kent – Ahmet Telli

Edward Hopper – Nighthawks Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında Yanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belki sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı üşür müydük nar çiçekleri ürperirken Gidersen kim sular fesleğenleri kuşlar nereye sığınır akşam olunca Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu sustuğun yerde birşeyler…

Read More

Anısı Biz Olalım Bu Sokakların – Ahmet Telli

Gustave Caillebotte – Paris Street Rainy Day Anısı biz olalım bu sokakların Öpüşmediğimiz tek saçak altı Hiçbir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin Gürültüsüz sözcükler bulalım Yeni sevinçlere benzeyen Biz gelince bir yağmur başlar Yüzün çizilir buğulanan camlara Bir uzun karartma biter Akasyalar köpürür birdenbire Ve her avluda adınla anılan Çiçekler sulanır aksam üstleri…

Read More

Fahriye Abla – Ahmet Muhip Dranas

John William Waterhouse – The Lady of Shalott Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar. Kapanırdı daha gün batmadan kapılar. Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen! Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla! Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi, Sarmaşıklarla…

Read More
Tablo

İsyanlı Sükut- Abdurrahim Karakoç

Francisco Goya – The Torture Chamber Gitmişti makama arz-ı hâl için, ‘Bey’ dedi, yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim… ‘Şey’ dedi, yutkundu, eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı, Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı… Bir baktı konağa alttan yukarı, ‘Vay’ dedi, yutkundu, eğdi başını. Çekti ayakları kahveye vardı, Açtı tabakasın, sigara…

Read More
The court scene

Hakim Bey- Abdurrahim Karakoç

George Hayter- The Trial of Queen Caroline Gene tehir etme üç ay öteye, Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ. Otuz yıl da babam düştü ardına; Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ. Kırk yıl önce; yani babam ölünce, Kadılıklar hâkimliğe dönünce, Mirasçılar tarla, takım bölünce, İrezillik beni buldu hâkim beğ. Yaşım yetmiş iki, usandım…

Read More

Yalvarış – Abdurrahim Karakoç

George Inness – The Weary Traveller Ya Rab bu hasrete can dayanmıyor; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Her adımda bir engel var, salmıyor, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Mümkün mü bu yolda maksuda ermek? Mümkün mü sılada dost yüzü görmek? Aşığa ar gelir geriye dönmek; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Çekilmez bir…

Read More

Kayboluş – Zaman – Şiir

Eternity and a Day 1988 Theo Angelopoulos Bruno Ganz Isabelle Renauld Sonsuzluk ve Bir Gün (Eternity and a Day), zaman kavramını, insanın merkezine yolculuğunu ve hayatın gündelik sıradanlığını merkezine alan bir başyapıttır. Bruno Ganz canlandırdığı baş karakterin bitmemiş bir yolculuğun tamamlanışına eşlik ederiz. Filmin geçmiş ve gelecek arasındaki geçişleri ortak noktalarda bize gösterir. Ayrıca bu zamansal gidişatı…

Read More
Orhan Veli

Güzel Havalar – Orhan Veli

John Constable – The Hay Wain Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum; Şiir yazma hastalığım Hep böyle havalarda nüksetti; Beni bu güzel havalar mahvetti.

Read More
Back To Top