Tablo

İsyanlı Sükut- Abdurrahim Karakoç

Francisco Goya – The Torture Chamber Gitmişti makama arz-ı hâl için, ‘Bey’ dedi, yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim… ‘Şey’ dedi, yutkundu, eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı, Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı… Bir baktı konağa alttan yukarı, ‘Vay’ dedi, yutkundu, eğdi başını. Çekti ayakları kahveye vardı, Açtı tabakasın, sigara…

Read More
The court scene

Hakim Bey- Abdurrahim Karakoç

George Hayter- The Trial of Queen Caroline Gene tehir etme üç ay öteye, Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ. Otuz yıl da babam düştü ardına; Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ. Kırk yıl önce; yani babam ölünce, Kadılıklar hâkimliğe dönünce, Mirasçılar tarla, takım bölünce, İrezillik beni buldu hâkim beğ. Yaşım yetmiş iki, usandım…

Read More

Yalvarış – Abdurrahim Karakoç

George Inness – The Weary Traveller Ya Rab bu hasrete can dayanmıyor; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Her adımda bir engel var, salmıyor, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Mümkün mü bu yolda maksuda ermek? Mümkün mü sılada dost yüzü görmek? Aşığa ar gelir geriye dönmek; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Çekilmez bir…

Read More
Back To Top